Postkolonyalist Koordinatlar - Prof. Dr. Mithat Baydur
Uluslararası İlişkilerde İdealist paradigmanın, Birinci Dünya Savaşı sonrası Cemiyet-i Akvam(Milletler Cemiyeti) olgusu ve co-existence(birlikte varolma) arayış ve temennilerine rağmen, ancak İkinci Dünya Savaşı başlangıcına kadar ayakta kalabilmesi söz konusu olmuştur.
İkinci büyük savaş sonrası bu paradigma, en katıksız biçimde yerini Realist döneme bırakacak ve Morgenthau'nun ifadesiyle 'güç' kavramı, uluslararası ilişkilerin adeta temel parametresi olacaktır.
Bunun yanında artık yaşanılan dünya, kapitalizmin sadece iktisadi ve politik ideoloji olarak kendini ifade ettiği değil, hayatın neredeyse her alanını kapsayacak biçimde egemen olduğu bir dünyadır. Bu anlamda, özellikle İkinci Dünya Savaşı sorası kapitalizm egemen ve kuşatıcı bir ideolojik unsurdur.
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde giderek egemen olan sıkı para politikaları (monetary policy) ve neo-liberal yaklaşımlar, giderek Sovyetler Birliği'nin de dağılmasıyla, Liberalizmin mutlak zaferini ilan etme çabalarına dönüştü. Tam o noktada 'tarihin sonu'nu ilan etmek de Francis Fukuyama'ya düşmüştü.
Bağımsızlıkçı yaklaşımlar, sosyal devlet projeleri ve anti-Batıcı görüşlerin tüm mevzi ve kazanımlarını terk etmesi için, dünya adeta çok uluslu şirketler tarafından sıkıştırılıyordu.
Bu noktada Gramsci'nin hegemonya kavramı belki bir miktar pekiştirici olabilir. Zira, Gramsci bir sosyal sınıfın ekonomik olarak egemen olması, hegemonik olduğu anlamına gelmeyeceğinden hareketle, hegemonik olabilmesi için bir siyasal sermayenin de varlığını şart koşuyordu. Çok uluslu şirketlerle iktisadi sermaye, yeni ideolojik kumaş ile de siyasal ve kültürel sermaye oluşturuluyordu.
Artık uluslararası ilişkiler bir sınıfsal eşitsizlik platformu veya zeminidir.
İşte post-kolonyalizm böyle bir ortamda neşv-ü nema bulmuştur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası başlayıp, temel argüman ve aksiyonlarını 1945'ten günümüze kadar getiren bu yeni yaklaşım, uluslararası ilişkilerdeki egemen eşitsizlik anlayışına ve ideolojik endoktrinasyona karşı bir başkaldırıdır
Post-kolonyalist koordinatlarda, Batı'dan gelen bu adil olmayan eşitliksizlik, sindirme, güç ve ideolojik ve kültürel dayatmalara karşı derin bir protesto ruhu vardır.
Prof.Dr. Mithat Baydur